Tom’un Hikâyesi
PAT VE PETER, TOM ÂDINDAKİ sekiz aylık kısırlaştırılmış erkek kedilerini kliniğime getirdiklerinde, bana kedinin hareketsiz olduğunu, yemekle ilgilenmediğini ve son zamanlarda kum kutusundaki kumlan yemeye başladığını bildirdiler.
Fiziksel muayenede, Tom’un dişetlerinin beyaz olduğunu gördüm. Bir kan testi yapıldı ve test sonuçları Tom’un tehlikeli derecede anemik olduğunu ortaya koydu. Anemiler iki grupta toplanabilir: Rejeneratif anemiler ve rejeneratif olmayan anemiler. Birincisinde, kemik iliği kan dolaşımındaki alyuvarlan yenilemeye çalışır; İkincisinde ise bunu yapmaz. Tom için birkaç test istedim ve anemisinin ciddiyetini göz önünde bulundurarak hemen kanını değiştirdim.
Sonraki birkaç günde yapılan kan testleri, Tom’da rejeneratif olmayan türden bir anemi bulunduğunu gösterdi. Bunun nedenini anlamak için kemik iliğinden bir örnek aldım. Analiz sonucuna göre, normalde alyuvarların üretimini sağlayan hücrelerden Tom’da neredeyse hiç bulunmuyordu. Tanı koyulmuştu: “Saf eritrosit aplazisi.” Bu, sekiz aylıktan üç yaşa kadar olan genç kedilerde zaman zaman görülen bir bozukluktur. Bunun nedeninin, kedinin bağışıklık sisteminin kendi kemik iliğine saldırmasına yol açan bir bağışıklık sistemi düzensizliği olduğu düşünülmektedir. Bu bozukluğun giderilmesi, bağışıklık sistemini baskılayan yoğun ve uzun süreli bir ilaç tedavisini gerektirir.
Tom’a uygun ilaçları verdik ve çok güzel bir tepki aldık. Tom’un alyuvar sayısı istikrarlı olarak artıyordu. Birkaç hafta içinde, alyuvar sayısı normale dönmüştü. İlaçların dozunu yavaş yavaş, Tom’un anemisini kontrol altında tutacak en düşük doza doğru İndirmeye başladık. Bu arada Pat ve Peter da, yavru kedinin yeniden kum yemeye kalkışmasını önlemek için, her zaman kullandıkları kil içerikli kedi kumunu bırakıp buğday temelli bir kedi kumuna geçtiler. Bu işe yaramış gibiydi. Tom bu yeni kedi kumunu yemek için bîr istek göstermiyordu. Aynca hareketli ve oyuncuydu
Ancak birkaç hafta sonra Tom’un durumu yeniden kötüleşti. Diş etleri solgundu ve alyuvar sayısında hızlı bir düşüş olmuştu. Tom’un sahipleri, onu daha önce hiç yapmadığı bir şey yaparken, çatal bıçak yalarken gördüklerinden söz ettiler. Neyse ki Tom, ilaçlannın dozunun artırılmasına çok iyi bir tepki verdi. İlginç bir şekilde, Tom’un anemisi ortadan kalkar kalkmaz, çatal bıçak yalama alışkanlığı da sona erdi.
“Pika” adıyla bilinen ve yenilebilir olmayan maddelerin yenilmesi anlamına gelen beslenme bozukluğu, evcil kedilerde görülen anormal davranışların yaklaşık yüzde 2,5’luk kısmını oluşturur. Bunun nedeni bilinmemekle birlikte, çoğu zaman, mineral yetersizlikleriyle ya da psikolojik nedenlerle ilgili olduğu düşünülür. Tom’un kum yeme davranışı, ciddi biçimde anemik olduğu bir dönemde ortaya çıkmıştı. Anemisi kontrol altına alınınca bu tuhaf davranışı da sona ermişti. Bu ipuçları bana, Tom’un kedi kumuna ve çatal bıçak takımlarına gösterdiği ilginin sadece zihinsel bir gariplik olmadığını, bu davranışının altında bir sağlık sorununun yattığını anlatıyordu.
Veteriner hekim Arnold Plotnick