Yüzyılların asil takısı, gösterişli sadeliğin temsili incileri severek kullanmayan yoktur herhalde. Boyna takılan bir inci kolye sizi bir anda adeta bir kuğuya çevirirken, kulaktaki inci küpeler hayranlık bırakır. Hele şimdiki tek taşlar moda olmadan önce kullanılan inci yüzükleri ise anlatmaya kelimeler yetmez. Peki onca elmasın, yakutun, pırlantanın şatafatı, göz alan pırıltısının yanında hiçbir zaman vazgeçilemeyen bu inci nasıl oluşur hiç merak ettiniz mi? Kuvvetle muhtemel birçok insan incinin aslında bir hayvanın içerisinde oluştuğunu bile bilmiyor.
Yazı İçeriğimiz
İnci Nasıl Oluşur?
İstiridye cinsi denilen dışı sert bir kabuktan oluşan tatlı ya da tuzlu suda yaşayabilen bazı su hayvanları bu kabuklarının iç kısmında kabuğu tamamen saracak bir madde salgılayarak üretmeye başlarlar. Yediğiniz midyelerden yola çıkarak istiridyenin nasıl bir yapısı olduğunu gözünüzde canlandırabilirsiniz. O sert kabuğun altında yer alan oldukça yumuşak et içerisinde inci oluşacaktır. Bu nedenle o iç kısmın dıştaki sert kabuktan korunması gerekir. Salgılanan bu maddenin de görevi tam olarak budur. Bu aşama biraz insan türünde anne rahminde bebeğin oluşumu gibi de düşünülebilir. Zira aşamalar ve süreç benzer şekilde ilerlemektedir. Salgılanan sıvı başlangıçta oldukça seyrek bir yapıda iken zamanla katılaşarak mukoza kıvamında bir hal ve görünüm alır.
Rengi genellikle kırık beyazdır ve sağlıklı görünür. Mat değildir. Bu salgıya neden ihtiyaç olduğunu düşünebilirsiniz. Başta da belirttiğimiz üzere istiridye bir deniz canlısıdır ve tüm canlılar grubunda olduğu gibi bu türün de düşmanları, avcıları vardır. Dışarıdan uygulanan herhangi bir müdahalede kabuğun zarar görmesi durumunda bu zamanla katılaşan sıvı koruyucu görevini başarıyla üstlenir.
İnci Nasıl Keşfedildi?
İnci nasıl oluşur kısmını anladıktan sonra bir diğer merak konusu da uzmanlar ya da tedarikçiler bu incileri nasıl keşfederler, denizin ya da tatlı suyun dibini karış karış ararlar mı sorusudur. Öncelikle her istiridyenin inci oluşturamadığını ya da inci oluşsa dahi küçük ve oldukça şekilsiz incilerin takı sektöründe pek de değer görmediğini belirtelim. Bu nedenle sayısız inci türü arasından toplamda yalnızca beş altı dür değerlidir ve toplanmaya değer görülür. Gelişen teknoloji sayesinde uzmanlar günümüzde incileri kolaylıkla tespit edebilmektedirler. Yararlanılan makinalar aracılığı ile denizin zaten çok da derininde olmayan istiridyeler incelenip değerli inciler barındıran istiridyeler de toplanarak gemilerde biriktirirler. Sonrasında karaya aktarılarak hangi alanda kullanılacaklarsa toplayıcı firmalar tarafından güvenli bir şekilde transferleri yapılır.
Çoğunlukla Kuzey Avrupa ülkelerinden çıkarılan inciler ülkemizde rezerv halinde pek bulunmasa da takı olarak gösterilen ilgi oldukça fazladır. Tahminlerimize göre daha yüz yıllar geçse de sevilmeye, değer görmeye, kullanılmaya devam edecektir.
