Cingöz Bir Kedi
Evimizi bir Border Collie, bir kaniş ve bir de Habeş kedisiyle paylaşıyoruz. Bu iki köpek ırkı zaten zekâlarıyla tanınıyor; ama Mensa adını verdiğim Habeş kedim de zekâca onlardan hiç aşağı kalmıyor. Çağrıldığı zaman geliyor, kayışla yürüyor ve “Ödül ister misin?” diye sorulduğunda mutfağa gidip kibar kibar oturuyor. Kediler ne kadar akıllıdır ve nasıl öğrenirler?
Tüylü ev arkadaşlarınız gerçekten de sıkı bir beyin takımı oluşturuyor. Televizyondaki bilgi yarışmalarının ev hayvanlarına açık bir versiyonu olsaydı, sizin üç kafadar rakiplerini ezip geçmekte hiç zorlanmazdı! Öğrenme konusuna gelince, kedilerin de köpekler ve insanlara benzer bir biçimde öğrendiğini duymak belki de sizi şaşırtmayacak.
Kedilerin hem kısa, hem uzun dönemli hafızası vardır. Kum kutularının ve mama kaplarının yerini uzun dönemli hafızaları sayesinde bulur, bunların yeri değiştiği zaman da, kısa dönemli hafızalarını kullanarak bu değişikliğe ayak uydururlar. Tıpkı insanlar ve köpekler gibi kediler de gözlem, taklit ve deneme yanılma yoluyla öğrenirler.
Kediniz Mensa tıpkı bir köpek gibi komutlarınızı yerine getiriyor olabilir, ama kediler “Bundan ne kazanırım?” felsefesine yürekten bağlıdırlar. Köpekler bizi memnun etmek ve ödül kazanmak uğruna numaralar yapabilirler; ama kediler bir şeyi yapıp yapmayacaklarına ve yapacaklarsa bunun ne zaman olacağına kendileri karar verirler. Eğer işin ucunda hatırı sayılır bir ödül olduğuna akılları yatarsa çağırdığınızda yanınıza gelebilir, oturup yiyecek bekleyebilir ve başka numaralar yapabilirler.
Kedilerin öğrenme yollarından bir diğeri de, evin içinde olup bitenleri dikkatle izlemektir. Bazı akıllı kediler, sahiplerini kapıları açarken izler ve sonra aynı şeyi kendileri de yapmaya çalışırlar. Bir arkadaşımın Siyam kedisi, garaja açılan kapı tokmağını patisiyle açmayı öğrenmişti (neyse ki Şiba, duvarda asılı duran garaj kapısı kumandasını keşfedememişti). Arkadaşım, garaj kapısı açıldığında Şibanın dışarı kaçmaması için bu kapıya sürgülü bir kilit taktırmak zorunda kalmıştı.
Evrimin bütün türlerin davranışlarında bir rolü vardır. Örneğin sizin iki köpeğiniz, sıcak ve nemli günlerde, karınlarını serinletmek için bahçede küçük çukurlar kazıyor olabilirler. Bu içgüdüsel davranış, köpeklerde kuşaktan kuşağa taşınmıştır. Buna karşılık kedilerde, serinlemek için toprağı kazma içgüdüsü yoktur. Onların patileri toprağı eşelemeye uygun değildir. Sıcak havalarda, bir yandan yırtıcıları kollarken bir yandan da kendilerini serinletebilecekleri gölgelik yerler ararlar. Ayrıca, kişisel bakımları konusunda çok titiz olduklarından, tozun toprağın içinde yuvarlanarak kürklerini kirletmekten pek de hoşlanmazlar.
Son olarak, kediler bizi parmaklarında oynatmakta ustadır. Alışkanlıkları için yaşayan canlılar olarak, gözlem güçlerini ve ilişkilendirerek öğrenme yeteneklerini kullanarak evin düzenini kendi isteklerine uydururlar. İtiraf edeyim ki kedim Kali de beni epey terbiye etmiştir. Günde en az bir kez, ben yemek masasında çalışırken, merdivenin basamaklarından birine tüner, bana tatlı tatlı bakarak cazibeli bir poz verir ve küçük bir “miv” sesi çıkarır. Bu sesi duyduğum zaman hemen yerimden kalkar, kiler dolabını açar ve Kali nin bayılarak yediği kurutulmuş balıklardan birkaç tane çıkarırım.
Elbette, Kali bir gün merdivenlerden inerken “Kurutulmuş balık istiyorum ve nasıl elde edeceğimi de biliyorum” diye düşünmemişti; ama onun merdivenlerde durup miyavladığı ve benim de ona balık vermek için yerimden fırladığım o ilk gün, Kali bu işten kazançlı çıkabileceğini anlamıştı. Kali nin durduğu yer stratejik bir noktadır—tam kiler kapısının hizasındaki basamaktır bu. Kedimin beni isteklerine alet ettiğini bilirim, ama bundan hiç rahatsız olmam. O benim zayıf noktamın farkına varacak kadar akıllı bir kedidir ve bunu da kendi yararına kullanmayı becerir. Şimdi, hangimiz daha zekiyiz acaba—ben mi, yoksa o mu?