Kedilerin Beş Duyusu
Kedim Cleo’nun benden çok daha iyi duyduğunun farkındayım. Üst katta derin uykuda bile olsa, buzdolabının kapağını açtığım anda koşarak aşağı iniyor; çünkü en sevdiği yiyeceği haşlanmış tavuk parçaları buzdolabında sakladığımı biliyor. Ben kavanozun kapağını açarken o çoktan yanıma gelmiş, bacaklarıma sürtünür durumda oluyor. Ama bazen de, burnunun dibindeki bir oyuncak fareyi fark etmemiş görünüyor.
İnsanlara kıyasla kedilerin beş duyusu nasıldır?
Haklısınız, kediler insanlardan çok daha iyi duyarlar. Eğer bunu fısıldayarak söyleseydim ve ikiniz de başka bir odada olsaydınız, eminim Cleo beni duyardı ama siz duyamazdınız. Aslına bakılırsa, kediler köpeklerden de
iyi duyarlar. Kediler, ultrasonik ses aralığına düşen çok yüksek frekanstaki ses dalgalarını duyabilirler.
Sesi yaratan şey titreşimdir ve saniyedeki titreşim sıklığına da “frekans” adı verilir. Frekans hertz (Hz) cinsinden ölçülür ve bir hertz saniyede bir titreşime eşittir. Kediler 100.000 Hz e kadar olan frekansları duyabilirken, köpeklerin duyabildiği frekans aralığı 35.00040.000 Hz ile sınırlıdır. insanlar ise 20.000 Hz’e kadar olan frekansları duyabilirler.
Kediler neden bizden çok daha iyi duyabiliyorlar? Öncelikle, kedi kulağının yapısına şöyle bir bakın. Bu koni biçimli müthiş kulaklar, havadaki sesleri yakalamak için minik uydu antenleri gibi dönebilirler. Kediler, daha yüksek frekansları algılama yetenekleriyle, evin içindeki bir farenin cik ciklerini bizden çok daha kolay işitebilirler. Şimdi diğer dört duyuya da göz atalım ve kedi dostlarımıza karşı nasıl bir sınav verdiğimize bakalım.
KOKU. Kediler çevreleri hakkında bilgi toplamak için koku duyularını kullanırlar. Kedilerin burun deliklerinde 200 milyona yakın kokuya duyarlı hücre vardır—bu sayı insanlarda sadece 5 milyonla sınırlıdır. Kedilerin burnu, mutfak zeminindeki yiyecek kırıntılarının kokusunu almaktan başka işlere de yarar. Kediler birbirleriyle iletişim kurmakta burunlarını kullanırlar. Bir kedi baş ya da patilerindeki koku bezle
rini bir nesneye sürtüyorsa, diğer kedilere koklayarak yorumlanacak bir kedi kartviziti bırakıyor demektir.
DOKUNMA. Kediler çevrelerini araştırmakta bıyıklarını ve patilerini kullanırlar. Kedilerin sadece yüzünde değil, ön bacaklarının arka kısmında da bıyıkları olduğunu öğrenmek sizi şaşırtabilir. Kediler bıyıklarını anten gibi kullanırlar; onlarla etraftaki nesnelere dokunur ve dar aralıkların içinden geçip geçemeyeceklerine onlar yardımıyla karar verirler. “Vibrissae” adı verilen özel burun kılları, kedilerin loş ışıkta avlarının izini sürmelerini ve yollarını bulmalannı kolaylaştırır.
Bununla birlikte, kedi ırkları arasında bıyıksız da kendini gayet güzel idare eden bazı dikkat çekici istisnalar vardır. Örneğin Cornish Rex ve American Wirehair (Fırça tüy) kedileri kısa ve kıvrık bıyıklar taşırken, Devon Rex kedisinin bıyıklan yok denecek kadar azdır ve Sfenks kedisinin hiç bıyığı yoktur. Bıyıklarının daha kısa olmasına ya da hiç olmamasına rağmen, bu ırkların hepsi de hızlı ve atiktir.
TAT ALMA. Kediler yiyecek seçmeleriyle tanınırlar ve bunun da bilimsel bir açıklaması vardır. Bizim sahip olduğumuz dokuz bin tat tomurcuğuna karşı kedilerde bu sayı sadece 473 civarındadır. Kedilerde tat tomurcukları az sayıda ve az gelişmiş olduğu için, tattan çok koku alma duyularını kullanırlar. Köpeklerin yiyeceklerle ilgili “önce yutayım, sonra sorayım” anlayışı kediler için geçerli değildir.
GÖRME. Son olarak, Cleo’nun bazen burnunun dibindeki bir oyuncak fareyi göremeyişinin nedeni, farenin hareket etmiyor oluşudur. Kediler, üstün çevresel görüşleri sayesinde hareketi izlemekte bize fark atarlar. Kedilerin genişleyen gözbebekleri onlara bizimkinden daha panoramik bir görüş alanı sunar. Ancak kediler biraz miyop olabilirler ve tam çenelerinin altında bir kör noktaları olduğu için de, burunlarının dibinde duran bir şeyi gerçekten de göremeyebilirler.
Sonuç olarak, puan tablosuna bakacak olursak—görme duyusunda berabere kaldığımız varsayımıyla—kediler bizi 40 geride bırakırlar. Sanırım, kedilerde bulunmayan bir şeye de sahip olduğumuz için halimize şükretmemiz gerekiyor: Elimizin başparmakları.