Kedilerde Görme Testi, Kedilerde Görme
Siz, bir elektrik kesintisi sırasında karanlıkta yolunuzu bulmak için boşuna bir fener ya da mum arayarak, tökezleyerek ortalıkta dolaşırken, kediniz sakin sakin oturup sizi seyreder ve muhtemelen “Bu kadar büyük bir varlık nasıl bu denli hantal ve beceriksiz olabilir?!” diye düşünür.
Göz yapısı her ne kadar bizimkilere benzese de çok ilginç farklılıklar gösteren kedinin işte böyle yetenekleri vardır.
Kedi mucizevi gözleriyle dünyayı görsel olarak algılar. Gözleri en temel duyu organı olarak onlan çevrelerinde olan bitene dair birçok açıdan bilgilendirir. Kedilerin o muazzam mavi, yeşil, altın sansı gözleri olmasaydı;
atlayamaz, avlanamaz, oynayamaz ya da azametle yürüyemezlerdi. Gözleri kafa ölçülerine oranla bir hayli büyüktür; bu onlan en çekici kılan karakteristiklerden biridir. Bizleri kendilerine, kocaman gözlü minik bir bebek çekiciliğiyle yaklaştırırlar. Kedinin gözlerinin her biri mükemmel bir yuvarlaklığa sahiptir ve doğrudan optik sinirler aracılığıyla beyne bağlıdır.
Her bir gözün önünde, insanmkine kıyasla çok daha büyük yer kaplayan, saydam, koruyucu bir kornea tabakası bulunur. Bu kornea, kedilere çok daha geniş bir bakış açısı sağlar ve içeriye daha fazla ışık girmesine olanak tanır. Göze giren ışık miktarını kontrol eden, ayarlanabilir bir diyafram olan göz bebeği, kasların düzenlemesiyle iris tabakası tarafından açılır ve kapanır.
İris tabakası kedinin gözbebeğini kapattığında, gözler, meşum ve karakteristik “çizgi göz” bakışını takınır. Az ışıklı saatlerde, iris tabakası göz bebeğini açarak neredeyse yuvarlağa yakın bir şekle dönüştürür. Gözbebeği ve iris tabakasının arkasında bulunan göz merceği, gözün iç arka duvarında bulunan ışığa duyarlı bölgeye, yani retinaya giren ışığa odaklanır.
Gözün içi, retina ile çevrili olan boşluğunu dolduran pelte koyuluğunda, saydam ve renksiz bir sıvıyla doludur. Göz merceği ise bir sıvıyla desteklenmiştir.
Retina, bir fotoğraf makinesindeki filme benzer; ışık tarafından uyarıldıklarında beyne şifrelenmiş sinyaller gönderen birçok ışık alıcı hücreden oluşur. Işık alıcı hücrelerin bu kadar çok olması kedinin gece daha iyi görmesini sağlar.
Retinanın gerisinde bir yansıtıcı yüzey vardır; siz karanlıkta yolunuzu şaşırırken bir kedinin daha iyi görmesinin sırrı burada gizlidir. Değişik proteinler ve çinkodan oluşan, aynaya benzeyen bu aygıt kedinin gözünün karanlıkta kırmızılaşmasına sebep olarak, ilk seferde emilemeyen ışığı retinaya geri yansıtır ve kedinin var olan ışıktan çok daha fazlasını kullanmasını sağlar.
Saatli radyonun ekranı, hatta mikrodalga fırınınızın ya da videonuzun saati kediye, o geceki olası herhangi bir sorunla başa çıkmasına yetecek ışığı sağlar.
Buna rağmen kediler biz insanlar kadar keskin görmez. Bizler, merceklerimizin şeklini daha etkili biçimde değiştirebildiğimiz için daha iyi odaklayabiliriz.
Bizim gözümüzde retinanın ortasında bulunan ve “fovea” diye bilinen çukur kısım, ışık alıcı hücrelere daha yüksek bir konsantrasyon yeteneği kazandırır; böylece retina yüzeyinin geri kalanı, sabit bir objenin üstüne odaklanır.